23 Nisan 2014 Çarşamba

İklimin etkileri

İklimin etkileri

1.Bitki örtüsü
Bitki örtüsünü etkiler. Türü, dağılışı, yapısı genelde iklime bağlıdır. Örneğin: orman bakımından zengin olan Karadeniz bölgesi çok yağış alır. Bozkırların geniş yer kapladığı İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış miktarı az yağız rejimi düzensizdir. Örneğin maki bitki örtüsünün yaygın olduğu Akdeniz, Ege, Marmara kıyılarında kışları ılık ve yağışlı yazları sıcak ve kurak bir iklim görülür. Dolayısıyla da bitki örtüsünün türü bir yerin iklimi hakkında bilgi verir.
2.Ulaşım
Ulaşım iklimden çok etkilenir şöyle ki; kar yağışı, sağanak yağış, fırtına sis olayları ulaşımı olumsuz yönde etkiler. Yol yapım maliyetini yükseltir. Örneğin: Doğu Anadolu bölgesinde kışların çok soğuk ve sert geçmesi hem ulaşımı çok zorlaştırmış hem de yol maliyetlerini artırmıştır. Örneğin sis olaylarının görülmesi, şiddetli fırtınaların gözlenmesi ulaşımda aksamalara yol açar, kaza riskini arttırır, yol yapım maliyetini yükseltir.
3.Tarım faaliyetleri
Tarım ürünlerinin dağılışı, türü, olgunlaşma süresi iklimden kesinlikle etkilenir. Bu nedenle yetiştirilen tarım ürünleri bir yerin iklimi hakkında bilgi verir. Mesela her mevsimi bol yağışlı ve nemli Karadeniz kıyılarında çay, fındık, mısır gibi ürünler yetiştirilebilirken kışları ılık geçen Akdeniz bölgesinde turunçgilleri, zeytin, muz gibi ürünler yetiştirilir. Seracılık faaliyetleri yapılır. Örneğin yazları sıcak ve kurak geçtiği bölgelerde tahıl, pamuk gibi ürünler rahat yetiştirilebilir. Yine yıllık yağış miktarının az olduğu ya da yağış rejiminin düzensiz bölgelerde nadas toprakları geniş yer kaplar. İç Anadolu buna iyi bir örnektir. Örneğin yaz devresinin erken başladığı Akdeniz kıyılarında erken olgunlaşırken yükselti nedeniyle yaz devresinin geç başladığı Doğu Anadolu bölgesinde tarım ürünleri oldukça geç olgunlaşır. Dolayısıyla bir bölgedeki tarım ürünleri de bize o bölge hakkında bilgi verir.
4.Akarsuları
Akarsuyu etkiler. Akarsuyun taşıdığı su miktarı akım düzenin mevsimsel dağılışı tamamen yağış miktarı, yağışın şekli ve yağış dağılışına bağlıdır. Örneğin her mevsimi yağışlı geçen Karadeniz kıyılarında nehirler her mevsim bol su taşır. Kış mevsiminin kar yağışlı geçtiği Doğu Anadolu bölgesinde nehir akımlarında büyük bir düşüş oluşur. İlkbaharda karların erimesiyle su seviyeleri oldukça yükselir. Bu da akarsu akım miktarının rejiminin iklime bağlı olduğunu gösterir.
5.Konut tipi
Her mevsimi yağışlı geçen Karadeniz kıyılarında ormanlar geniş yer kapladığı için ev yapımında ya da konut yapımında ahşap malzeme odun kullanılır. Oysa yağış miktarının az olduğu İç Anadolu da Doğu Anadolu da ahşap olmadığı için daha çok kerpiç malzeme kullanılır. Bu nedenle bir bölgedeki konut tipide bize o yerin iklimi hakkında bilgi verir.
6.Erozyon ve heyelanı
Yağışın bol olduğu bölgelerde örneğin Karadeniz de yamaç eğimlerinin fazla olmasıyla heyelan olaylarında artış gözlenirken yağış azlığı nedeniyle bitki örtüsünün cılız olduğu İç Anadolu Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde erozyon olaylarında büyük bir artış gözlenir.
7.Ekonomik faaliyetleri
Şöyle ifade edebiliriz her mevsimi yağışlı geçen Karadeniz kıyılarında ormanlar çok geniş yer kapladığı içi orman ürünlerine dayalı tesisler görülür. Kış mevsiminin ılık sıcak geçtiği Akdeniz kıyılarında seracılık gelişmiştir. Kışların yağışlı geçtiği eğimli bölgelerde kış sporları yapma imkânı vardır. Bütün bunlarda iklim olaylarının ekonomik faaliyetleri üzerinde olan etkileridir.
8.Nüfus dağılışını
İklim özellikleri nüfus dağılışını da etkiler şöyle ki genelde insanlar bol yağış alan sıcaklık açısından uygun yerleri yerleşim açısından daha çok tercih ederler. Türkiye’nin kıyı bölgeleri buna iyi bir örnektir. Genelde bol yağış alan yerle sık nüfuslanmıştır. Örneğin: Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Marmara kıyıları, Menteşe yöresi hariç Ege kıyıları, Antalya körfezi ve Çukurova ile Hatay buna iyi bir örnektir. Oysa iklim açısından çok uygun olmayan kutup bölgeleri, yüksek dağlar, ekvatoral bölge yerleşime pek uygun değildir. Yine çöllerde yağış az su bulma imkânı sınırlı olduğu için yerleşim azdır.
9.Giyim şekli

Örneğin Türkiye gibi orta kuşak ülkelerin dört mevsim yaşandığı için yıl içerisinde sık giysi değiştirilir oysa ekvatoral bölgelerde bütün yıl boyunca sık giysi değiştirilmez sadece yazlık giysi giyilir. Kutuplara yakın bölgelerde ise iklime uygun olacak yün giysiler, kürk eşyalar deri tarzı eşyalar kullanılır.  Bu nedenle iklim konusunun iyi anlaşılması coğrafya için çok çok önemlidir. Bu iki konu iyi anlaşıldığı zaman coğrafyanın temelleri atılmış olur.

Yüzey şekillerinin etkilediği özellikler

Yüzey şekillerinin etkilediği özellikler
1.İklim ve bitki örtüsü
Yüzey şekillerinin engebeli olduğu yerlerde iklim çok çeşitlilik gösterir. Yükselti sıcaklığı düşürür. Dağların uzanışı rüzgarın esme yönünü hızını etkiler. Dolaylı olaraktan bitki örtüsünü etkiler. Bu nedenle yer şekillerinin engebeli olduğu bölgelerde iklim ve bitki örtüsü özellikleri kısa mesafelerde değişir.
2.Ulaşım
Dağların uzanış doğrultusu, yükselti yolların uzanış doğrultusunu etkiler. Ulaşım rahatsızlığı belirler ve yol yapım maliyetini etkiler. Örneğin: Türkiye'de dağların doğu batı uzantılı olması nedeniyle yollar genellikle batı uzantılıdır. Doğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz gibi dağlık bölgelerimizde yol yapım maliyeti fazladır. Karadeniz ve Akdeniz gibi dağların kıyıya paralel uzandığı bölgelerde kıyıyla iç kesim arasında ulaşım zordur.
3.Tarım faaliyetleri
Yer şekillerinin düz olduğu bölgelerde örneğin: Marmara, örneğin: İç Anadolu. Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde tarım alanları geniş yer kaplar. Ekili dikili alanlar fazladır. Tarım alanlarında makina kullanımı daha fazladır. Oysa dağlık bölgelerde Karadeniz, Akdeniz gibi tarım alanları daha az yer kapladığı gibi makina kullanımı sınırlıdır.
4.Akarsular
Akarsuların akış hızları, boylarının uzunluğu, dolayısıylada yataklarının derinliği ve hidroelektrik enerji potansiyeli de yer şekillerine bağlıdır.
5.Yerleşme türü
Örneğin: yer şekillerinin engebeli olduğu Karadeniz bölgesinde dağınık yerleşme, düz olduğu İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde de toplu yerleşme görülür.
6.Erozyon ve heyelan
Erozyon ve heyelan ikisinde de ortak özellik eğimin fazla olmasıdır. Eğimin fazla olduğu bölgelerde toprak tabakasının sel suları rüzgar tarafından taşınması erozyon, yamacın yağış sonucu aşağı doğru kayması yer değiştirmesi heyelan olarak ifade edilir. Düz olan yerlerde erozyon ve heyelan yaygın değildir.
7.Ekonomik faaliyetler
Örneğin: kış sporunun yapıldığı yerlerde genelde yamaç yerleri fazladır. Genelde Türkiye’de; Uludağ, Bolu Kartalkaya, Kayseri Erciyes, Erzurum Palandöken, Kars Sarıkamış gibi dağlık yerlerde kış sporları gelişmiştir.
Bir başka ekonomik faaliyet türü akarsular üzerinde yapılan rafting sporudur. Ancak rafting yapılabilmesi için akarsu eğiminin fazla olması gerekir. Eğimi az olan akarsular rafting için uygun değildir. Yine akarsu vadilerinin derine çok indiği Doğu Anadolu, Karadeniz bölgesi ve Akdeniz gibi bölgelerimizde akarsulardan enerji üretmek çok kolaydır. Oysa yer şekillerinin düz olduğu Marmara bölgesi hidroelektrik üretimine uygun değildir. Karadeniz bölgesinde yaylacılık faaliyetlerinin yaygın olmasında da yüksek dağların bulunması temel etkendir.
8.Nüfus dağılışı
İnsanlar genelde yer şekillerinin düz olduğu bölgeleri daha çok tercih eder çünkü yer şekillerinin düz olduğu bölgelerde tarım alanları geniş yer kaplar. Tarım alanlarında makina kullanımı daha yaygındır, yerleşim daha kolaydır, ulaşım maliyetleri daha azdır, ulaşım sıklığı daha fazladır. Kısacası yüzey şekillerinin düz olduğu bölgelerde yaşam koşulları daha uygundur. Bu nedenle genelde düz olan yerler daha çok tercih edilir.

Grafik yorum ve örnekler3

Şimdi başka bir çizgi grafiği değerlendirelim.


Bu grafikte de Türkiye’deki bir akar suyun aylara göre ortalama akım yani su miktarları verilmiş. Dikey eksendeki değerler akımı yani sn (saniye) de taşınan su miktarını ifade eder akım m³/sn olarak belirtilir. Yatay eksendeki rakamlar ayarı ifade ediyor.  Buradaki çizgi aylara göre akımı yani su miktarını ifade etmektedir. Soru şöyle

         Aşağıdaki grafikte Türkiye’de bir akar suyun aylık ortalama akım değerleri verilmiştir. Bu grafikten aşağıdakilerden hangisiyle ilgili bilgi yoktur

A)Akım miktarının en düşük olduğu mevsim
B)Taşıdığı yıllık ortalama su miktarı
C)Nehir taşımacılığına uygun olup olmadığı
D)Akım miktarının en yüksek olduğu
E)Yaz mevsiminde kuruyup kurumadığı

Türkiye’de dediği için soruda Türkiye kuzey yarım kürede yer alır. Bu nedenle akımın en düşük olduğu mevsim 8, 7 ve 6 aylara denk gelmektedir. Bu nedenle akımın en az olduğu mevsim yaz olarak belirtilebilir. Yani doğru bir bilgi. B’de taşıdığı yıllık ortalama su miktarı. Bir akarsuyun yıllık taşıdığı su miktarı ayların akım değerleri toplanarak yani her ayın akım değeri toplanarak bulunabilir dolayısıyla buna da ulaşabiliriz. C’de nehir taşımacılığına uygun olup olmadığı sorulmuş. Bir akarsuyun nehir taşımacılığına uygun olup olmadığı sadece su miktarına ya da rejimine bakarak belirleyemeyiz. Çünkü yatak eğiminin de uygun olması gerekir yani çok eğim varsa orada rejim düzenli olsa bile her ay yeterli akım olsa bile taşımacılık yapılamaz. Dolayısıyla da bu yoruma ulaşmak mümkün değil yani doğru yanıt C seçeneğidir. D’de akım miktarının en yüksek olduğu bilgisine ulaşılabilir mi diye sorulmuş. Akımın en yüksek olduğu ay 4. ay olduğu gözlenir dolayısıyla da bu bilgiye ulaşılabilir. E’de yaz mevsiminde kuruyup kurumadığı bilgisine ulaşılabilir mi diye sorulmuş. Aylara göre akıma baktığımızda yatay eksende 0 a hiç düşmediği dolayısıyla hiçbir zaman kurumadığı gözlenir. Dolayısıyla bununla ilgili bilgiye ulaşılabildiği söylenebilir. Sonuç olarak yarım küre belirtilmemişse akarsu akımında ya da rejiminden yarım küre belirlemek mümkün değildir. Ve bir akarsudan nehir taşımacılığı yapılıp yapılmadığını anlamak için iki şey bilmek gerekir. Bir yatak eğiminin taşımacılığa uygun olup olmadığını diğeri de her mevsim bol su taşıması gerektiğini yani rejimin düzenli olması gerektiğini bilmek zorundayız.


Sonuç olarak grafiklerle ilgili şunları söyleyebiliriz. ÖSS sınavında tablo, grafik, daire grafiği, sıcaklık ve yağış grafikleriyle ilgili çok sayıda soru çıkmaktadır. Çoğu soruda hiç bilgiye duymadan grafik veya tablo üzerindeki bilgileri doğru okuyup değerlendirerek ve soruda ne isteniyorsa ona göre yorum yaparak doğru cevabı bulmanız ya da sonuç elde etmemiz mümkündür. Bu nedenle sizler için grafik, tablo, sütun, grafik soruları çok kolay sayılabilecek kaçırmamanız gereken sorulardır diyebiliriz.

Grafik yorumu ve örnekleri

Bir başka örneğe bakalım sıcaklık ve yağış grafiklerini karşılaştıralım farklı yarım kürelerde. Onlarla ilgili yorum yapalım. Şimdi sıcaklık grafiğiyle ilgili başka bir grafiği değerlendirelim.
Örnek 2)

Aşağıda x ve y merkezlerinin aylık ortalama sıcaklık grafikleri verilmiştir. Buna göre grafiğe bakılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz


A) her iki merkezin ekvatora uzaklıklar aynıdır.
B) X ve Y merkezlerin de aynı anda farklı mevsimlerin yaşanır.
C) X merkezinde yıllık sıcaklık farkı Y merkezin dekine oranla azdır.
D) her iki merkezde sıcaklığın aynı olduğu aylar vardır.
E) X merkezinde yaz mevsimi Y merkezine oranla daha sıcaktır.

Alttaki rakamlar ayları ifade ediyor. Sol dikey eksendeki eğerler sıcaklığı ifade ediyor. Sıcaklık santigrat dereceyle ifade ediyor. Çizilen X çizgisi sıcaklık eğrisi dış bükey olduğu için kuzey yarım küreye ait.  Y çizgisi iç bükey olan güney yarım küreye ait. A’da her iki merkezin ekvatora uzaklıklar aynı olduğu söyleniyor. Grafiğe baktığımızda X merkezinin aylara göre sıcaklık ortalamasının dolayısıyla da yıllık göre sıcaklık ortalamasının Y ye göre daha yüksek olduğu gözlenir. Y de sıcaklık ortalaması daha düşüktür. Ekvatora yakın olan merkezlerde yıllık sıcaklık ortalaması aylara göre daha yüksek olduğu için bu yorum doğru değil çünkü aynı olduğunu belirtmiş. Oysa X merkezinin sıcaklık ortalaması daha yüksek olduğu için ekvatora daha yakın Y merkezinin daha düşük olduğu için ekvatora daha uzaktır. Dolayısıyla da bu yanlış bilgidir ve doğru cevaptır. B seçeneğinde X ve Y aynı anda farklı mevsimlerin yaşandığı söyleniyor. X merkezinde en sıcak ay temmuz iken Y merkezinde en soğuk ay temmuz buda şu anlama gelir aynı anda birinde en sıcak diğerinde en düşük sıcaklık yaşandığına göre yer aldıkları yarım küreler kesinlikle farklıdır. C de X merkezinde yıllık sıcaklık farkı Y merkezin dekine oranla azdır diye belirtilmiş. Yıllık sıcaklık farkını grafikten bulmak mümkündür. X merkezine baktığımızda en yüksek sıcaklık yaklaşık 20 ‘dir.  En düşükte yaklaşık 9 C° farkına baktığımız zaman yani 20 C° den 9 C° yi çıkardığımızda 11 C°’lik bir sıcaklık farkı bulunmuş olur. Oysa Y merkezinde en yüksek sıcaklık 20 C° en düşük sıcaklık ise yaklaşık -3 C°’dir. Farka bakıldığı zaman 20- (-3) =23 C° dir. Dolayısıyla bu bilgide doğrudur. Yani Y de ki sıcaklık farkı X dekine göre daha fazladır. D de her iki merkezde sıcaklığın aynı olduğu ayların var olduğu belirtilmiş. Çizgi ve sütun grafiklerde çizgilerin çakışması ya da sütunların çakışması değerlerin aynı olduğunu gösterir. Bu grafikte de 3. Ayda her iki merkezin sıcaklık değerinin aynı olduğu ve yaklaşık 12 C° olduğu söylenebilir. Yine 11. Ayda çakışma var. Bu demektir ki 11. Ayda da her iki merkezin sıcaklık değerleri aynıdır. Dolayısıyla doğru bir bilgi. E şıkkında da X merkezinde yaz mevsimi Y merkezine oranla sıcaktır deniliyor. Bakıldığı zaman grafikte X merkezinin sıcaklık değerinin 20 C° yi biraz aştığı söylenebilir. Bu nedenle sorunun doğru şıkkı A seçeneğidir. 

Tablo yorumları

miktarı. Sonra çayın 1986 yılındaki üretim miktarı, 1988 yılındaki üretim miktarı, 1990 yılındaki üretim miktarı650 bin ton şekilde 650 yazması doğrusu 650 bin ton olarak okunması gerekir. Pirinç üretimine baktığımızda 1986 yılında 180 bin ton 1988 de 150 bin ton 1990 yılında ise 120 bin ton olduğu gözlenir. Şeker pancarı 1986 yılında 10 milyon 600 bin ton, 1988 yılında 11 milyon 600 bin ton, 1990 yılında ise 15 milyon ton olduğu gözlenir. Şimdi bu grafikte Türkiye’deki bazı tarım ürünlerinin 86 ile 90 yılları arasındaki üretim miktarları verilmiş. Yalnızca tablodaki bilgilere bakılarak

Örnek1)


Aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz. (Dolayısıyla biz tablodaki bilgilere bakarak açıklama yapacağız. )A)verilen yıllarda zeytin üretimi sürekli artmıştır.B)çay üretiminde dalgalanma olmuştur.C)verilen yıllarda pirinç üretiminde azalma olmuştur.D)verilen yıllarda üretim miktarının en fazla olduğu ürün şekerpancarıdır.E)sulama imkânlarının genişlemesi buğday ekim alanlarında artışa neden olmuştur.



Şimdi tabloya verilen bilgilere baktığımızda zeytin üretiminin 1000 tondan 1100 tona 1400 bin tona çıktığı ve sürekli arttığı gözlenir. O zaman bu bilgiye ulaşılabilir. Çay üretiminde dalgalanma olmuştur. 86 yılındaki üretim 720 bin ton bir sonraki yıl 780 bin ton 90 yılında ise 650 bin tona düştüğü gözlenir. Hatırlarsanız daha önce şunu ifade ettik yıllara ya da aylara göre üretimde artış ve azalış varsa dalgalanma olmuştur. Dolayısıyla çay üretimin de yıllara göre dalgalanma olduğu söylenebilir. Verilen yıllarda pirinç üretiminde azalma olmuştur. Pirinç üretimine baktığımızda, 86 yılında 180 bin tondan 88 yılında 150 bin tona düştüğü daha sonraki 1990 yılında da 120 bin tona düştüğü gözlenir. Dolayısıylada sürekli bir azalma söz konusudur. Bu nedenle bu ifade de doğru. D de de verilen yıllarda üretim miktarının en fazla olduğu ürün şekerpancarıdır. Şimdi baktığımızda şekerpancarı üretimi 10 milyon 600 bin tondan 15 milyon tona çıkmış diğer ürünlere baktığımızda sürekli artış gösteren buğday ve zeytin yalnız bunlardaki artış miktarının daha az olduğu söylenebilir. Dolayısıylada bu bilgide doğru buna da ulaşılabilir. E de sulama imkânlarının genişlemesi buğday ekim alanlarında artışa neden olmuştur deniliyor. Buğday ekim alanları bu tabloda yer almadığı için bu tabloda buna bağlı bir atışın olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle de doğru cevabı E şıkkıdır. 

Grafik sorularıyla ilgili örnekler


Şimdi grafik sorularıyla ilgili başka örnek verelim. Özellikle sütun grafiklerle ilgili nasıl yorum yapılacağı ile ilgili bilgiler verelim. Sütun grafiklerin de değerler sütunlarla ifade edilir. Örneğin bu grafikte sol dikey eksendeki değerler alan yani yüz ölçümünü ifade etsin yüz ölçüm bin  olsun. Grafikte değerler eşit oranda değişmek durumundadır. Sağ dikey eksendeki değerlerde nüfus miktarını belirtsin nüfus sayısını da milyon olarak ele alalım.
Taralı sütunlar yüz ölçümünü belirtsin bu grafikte alttaki rakamlarda bölgeleri ifade etsin.

 Dört farklı bölgesi olan bir ülkede bölgelerin alanları nüfus miktarlarını dolayısıyla göstermiş olucaz. Açık sütunlarda nüfus sayısını belirtsin. Taralı sütunu alan diğerinde nüfus sayısı olarak ele alındığında bu sütun grafiğiyle ilgili şu yorumları yapmak mümkündür. Örneğin bu grafiğe bakarak herhangi bir bölgenin nüfusunu ya da toplam alanını bulabiliriz. Mesela I. Bölgenin alanı alan taralı sütunlar gösterildiğine göre ki şöyle bişey yaptığımızda daha kolay çözüm üretebiliriz. Grafikte direk taralı alan üzerine neyi ifade ettiğini yazarsak sonraki çözümlerimizde zaman kazanmış oluruz. Açık sütun nüfus miktarıydı. I. Bölgenin alanı 50 bin . Örneğin II. bölgenin alanı 100 bin . III. Bölgenin 200 bin . IV. Bölgenin yaklaşık 120 bin  Bu durumda da ülkenin bölgelerini toplam alanı yani ülkenin toplam alanı bulunabilir. Bölgelerin alanları birbiriyle karşılaştırılabilir. Nüfus sayısına baktığımız zaman ki açık sütun nüfusu gösteriyordu. Örneğin nüfusu en fazla olan bölgenin I. Bölge olduğu en az olanında III. Bölge olduğu gözlenir. Bölgelerin nüfusları birbiriyle kıyaslanabilir ve ülkenin toplam nüfusu da belirlenebilir. Dört bölgenin nüfus sayıları toplandığında ülkenin toplam nüfusu bulunmuş olabilir. Dolayısıylada nüfus ve alanı gösteren bu grafikten bölgelerin alanı, bölgelerin nüfus sayısı toplam alan, toplam yüzölçümü bulunabilir. Bide nüfus yoğunluğu ile ilgili yorum yapılabilir. Nüfus yoğunluğu da alanın nüfusa bölünmesiyle belirlenir. Mesela III. Bölgeye baktığımızda alanın fazla nüfus sayısının az olduğu gözlenir. Bu nedenle nüfus yoğunluğu yani km ye düşen insan sayısı III. Bölgede en azdır. I. Bölgeye baktığımızda da tersi bir durum gözlenir. Nüfus sayısının fazla nüfus sayısının 15 milyon alanında 50 bin   olduğu gözlenir. Burada da nüfus yoğunluğu yüksek çıkacaktır. Sütun grafiklerde de ve diğer grafiklerde fazla bilgiye gerek yoktur çözümde dikkat edilmesi gereken şey tablodaki bilgileri işaretleri, sembolleri dikkatlice incelemektir. Onun için ÖSS de aslında çok kolay çözebileceğimiz açıklayabileceğimiz sorular olarak görebiliriz. 

Sıcaklık eğrisini güney yarım küreye göre yorumu

Şimdide sıcaklık eğrisini güney yarım küreye göre yorum yapalım. 

Sıcaklık eğrisinin iç bükey olması güney yarım küreye dış bükey olması kuzey yarım küreye ait olduğunu gösteriyor.  Sıcaklık eğrisine baktığımız zaman iç bükey olduğu gözleniyor. Yani en sıcak ayın ocak en soğuk ayın da temmuz olduğu gözleniyor.  Bu nedenle güney yarım küredeki bir yere aittir. Dolayısıyla da mevsimler farklı olacaktır. Mesela birinci ve ikinci aylar yaz mevsimini ifade edecektir. Üç, dört ve beşinci aylar sonbahar mevsimini, altı, yedi ve sekizinci aylar kış mevsimini, dokuz, on ve on birinci aylarda ilkbahar aylarını on ikinci ay yine yaz mevsimine aittir. Grafiğe bakıldığı zaman kuzey yarım küre dekinin tam tersi bir durumda olduğu gözlenebilir.  Dolayısıyla da bu merkezle ilgili şu yorumları yapmak mümkündür. Bu grafik incelendiği zaman şunlar söylenebilir. Şu yorumlar yapılabilir.
*en sıcak ay ocak en soğuk ay ise temmuzdur. Bu nedenle güney yarım kürede yer aldığı söylenebilir.
*sıcaklık değeri temmuz ayında 0 santigrat derecenin altına düştüğü için kar yağışı ve donma olayı gözlenebilir.
* kış mevsiminde sıcaklık değerlerinin 0 derecenin altına düşmesi mevsimin soğuk geçtiğini 0 ın üstünde kalması ise ılık geçtiğini ifade eder.
*yaz devresinin 24 dereceden daha yüksek olması yazların sıcak olması daha düşük olması da soğuk olduğunu gösterir.
*yağış dağılışına bakıldığı zaman en çok yağış alan ayların ocak ve aralık olduğu en az yağış alan ayın ise ağustos olduğu görülür. Belli bir dönemde mevsimde yağış değerinin çok az olması hiç olmaması yağış rejiminin düzensiz olduğunu kanıtlar. Bu grafikte de aylara göre yağış dağılımında düzensizliğin söz konusu.
*en çok yağış alan mevsim ya en az yağış alan mevsim ise kıştır. Herhangi bir ayın sıcaklığını bulabiliriz. Örneğin üçüncü ayın sıcaklığına baktığımız zaman yaklaşık 20 santigrat derece olduğu söylenebilir. Bu merkezde akarsular en fala suyu yaz mevsiminde taşıyacak çünkü yazın yağış fazla kış mevsiminde ise akarsuların akımında azalma olur. Çünkü yağış değerleri azdır. Örneğin her mevsim yağış isteyen bir ürünün bu merkezde yetişme şansı yok çünkü her mevsim yağış almıyor.
*yıllık yağış ortalaması bulunabilir. Bunun içinde on iki ayın toplam yağış tutarını alıyorduk. Yine bazı ayların yağışlarının aynı olduğu ifade edilebilir. 

                Yağış ve sıcaklık grafiklerine bakılarak bulunduğu yarım küre, yıllık yağış miktarı, yıllık sıcaklık farkı, kar yağışı ya da donma olayı olup olmadığı, herhangi bir ayın sıcaklık ya da yağış değeri bulunabilir.  Ayrıca sıcaklık ile yağış arasındaki bağlantı yağışın mevsimlere göre dağılışına da ulaşılabilir. Sıcaklık ve yağış grafiklerinde yer şekilleriyle ilgili yorum yapmak mümkün değildir. Sıcaklık ve yağış grafiklerine bakılarak ekonomik faaliyetler ile ilgili her zaman çok kesin yorum yapılamaz

Grafik ve tablo sorularında dikkat edilmesi gereken başka özelliklerde şunlardır:
-bir ülkenin dış satını değerce fazla dış alımı az ise dış ticaret açığı oluşmuştur. Örneğin Türkiye'nin dışarıya sattığı malların değeri dışarıdan aldıklarına oranla azdır bu nedenle ticaretimiz her yıl açık vermektedir.
-belli bir dönemde yağış çok az ya da yoksa yağış rejimi düzensizdir.

-sıcaklık değeri 0 altına düşmüşse yağış ve donma olayı görülür. 0 üstündeyse gözlenmez. 

Sıcaklık ve yağış grafikleri yorumu



Sıcaklık ve yağış grafikleri değerlendirildiği zaman öncelikle grafikte belirtilen değerlere dikkat edilmelidir. Bu grafikte sol tarafta yağış değerleri verilmiştir. Sağdaki, dikey eksende de sıcaklık oranları verilmiştir. Alttaki rakamlarda ayları belirtmektedir.


Çizgiyle sıcaklık taralı sütunlarla da yağış belirtilmiştir. Bu grafik incelendiği zaman sıcaklık değerlerine bakılarak yer aldığı yarım küre belirlenebilir. Mesela bu merkezin belirlendiği yer en sıcak ay temmuz sıcaklık yaklaşık 30 derece en soğuk ay ocak oda yaklaşık 6 derece. En az sıcaklığa minimum sıcaklık en fazla sıcaklığa ise maksimum sıcaklık denir. Dolayısıyla yağış ve sıcaklık grafiklerinde merkezlerin herhangi bir aydaki sıcaklık değerleri yıllık sıcaklık farkı yer aldığı yarım küre tespit edilebilir. Yağış değerlerine bakılaraktan aylara göre yağış miktarı mevsimlere göre yağış dağılımı ve yağış rejimi de belirlene bilir. Şimdi bu grafiğe baktığımız zaman en sıcak ayın temmuz en soğuk ayın ocak olduğunu söylemiştik. Bu nedenle kuzey yarım kürede bir yere aittir. Dolayısıylada ayların mevsimlere göre ifade etmek gerekirse; 1 ve 2. Aylar kış mevsimine 3,4,5. Aylar ilkbahar mevsimine 6,7,8. Aylar yaz mevsimine 9,10,11. Aylar sonbahar 12. Ay tekrar kış ayı olarak belirlenebilir. Buna göre baktığımızda grafik ile ilgili şu yorumları yapmak mümkündür. Sıcaklık değerlerine baktığımızda en sıcak ayı temmuz en soğuk ayı ocak bu nedenle kuzey yarım kürede yer alır. En düşük sıcaklık değerleri 0 santigrat derecenin altına düşmediği için kar yağış ve donma olayları gözlenmez. Bir merkezde kar yağışı ve donma olayı gözlenebilmesi için sıcaklık değerlerinin bir ayda 0 derecenin altına düşmesi gerekiyor. Yıllık sıcaklık farkı denilince merkezde ölçülen en yüksek sıcaklık ile en düşük sıcaklık arasındaki fark alınır 30-6=24 santigrat derecedir. Yağış değerlerine bakıldığı zaman ocak ve aralık aylarının en fazla yağış aldığı görülmektedir. Bu aylardaki yağış miktarı 200 mm dir. En az yağış alan ayın ise ağustos ayıdır. Merkezde sıcaklık ile yağış arasında ters orantı var. Şöyle ki sıcaklık yüksek iken yağış oranlarında azalma söz konusu yağış fazla iken sıcaklık oranlarında düşüklük görülmektedir. Bu nedenle sıcaklık ile yağış arasında ters orantı vardır. Yağışın aylara dağılımında bir düzen yok bu nedenle yağış rejimi düzensizdir. Bazı ayların yağış miktarının aynı olduğu görülmektedir. Örneğin ikinci ay ile on birinci Ayların yağış değerleri aynı. Örneğin beşinci ay ile dokuzunu ayın yağış değerleri aynıdır. Yağışın mevsimlere dağılışına baktığımız zaman en fazla yağışın kış aylarında yani ocak, şubat ve aralık aylarında en az yağışında altı, yedi ve sekizinci aylarda yani haziran, temmuz ve ağustos aylarında yaz aylarında düştüğü görülür. Kuzey yarım kürede olduğu için. Merkezin yıllık yağış ortalaması deyince on iki ayın yağış toplamları anlaşılır. Bu grafikten yıllık yağış ortalaması bulunabilir. Yer aldığı yarım küre hakkında tespit yapılabilir. Kar yağışı ve donma olayının konusu belirlenebilir. Ki bunları ifade ettik. Bir başka özellik herhangi bir ayın sıcaklık ve yağış değeri belirlenebilir. Ayrıca grafiğin ait olduğu iklimle ilgili tespitler yapmak mümkündür. Örneğin bu merkezde yaz mevsiminin sıcak ve kurak yani yağış değerleri az kış mevsiminin ise ılık ve yağışlı geçtiği söylenebilir. Bu özelliklere sahip bir yerde Akdeniz iklimi görülür. Bu merkezde yaz devresi kurak geçtiği için örneğin yaz devresinde su miktarının yani nehir akımlarının az olduğu sonucuna ulaşılabilir. Nehirlerin en çok su taşıdığı mevsimlerin kış olduğu belirtilebilir. Yine kar yağışı ve donma olayı görülmediği için örneğin kış sporları yapılması pek mümkün değil. Bu sıcaklıktan anlaşılabiliyor. Sıcaklıkların 0 derecenin altına inmediği için burada kar yağışı ve donma olayı yok dolayısıyla akarsuların kar ve buzla beslenmesi söz konusu değil dolayısıylada kış sporlarına uygun değildir. Örneğin herhangi bir ay yağışını tespit ederken şuna çok dikkat edilmelidir. On birinci ayın yağışına baktığımız zaman dikey eksendeki rakamlar sıcaklığı ifade eder dolayısıylada orayla karıştırmamak gerekiyor. On birinci ayın yağış değeri 160 mm dir. Örneğin üçüncü ayın yağış değeri 120 mm dir. On iki ay bu şekilde toplandığı zaman yıllık yağış miktarı belirlenebilir. Yağış grafiklerinde grafiğin hangi yarım küreye ait olduğuna dikkat edilmelidir. 

Coğrafya Daire grafikleri yorumu

Daire grafiklerinde;
                             
       Dairenin tamamı %100 gösterir. Dolayısıylada şu da söylenebilir. Oran ile ilgili yorumlarda miktar ile ilgili değerlendirme yapılamaz. İlk daire grafiğimiz farklı tarım ürünlerinin ekim alanını göstermektedir. Grafik incelendiği zaman ekim alanı en geniş olan ürünün buğday en dar ürünün de mısır olduğu gözlenir. Ancak bu bilgilerden hareket edilerek üretim miktarı hakkında yorum yapılamaz. Şayet ekim alanı ile üretim bir arada verilmişse üretim ile ilgili değerlendirme yapılabilir. Örneğin 1. Daire grafikte tarım ürünlerinin ekim oranları verilmiştir. Buğdayın %40, tütünün %25, mısır %5, şekerpancarının ise %30 olarak verilmiş. Üretimlerine baktığımız zaman buğdayın üretimi %20, tütünün %25, mısırın %15 pancarın ise %40 burada hem ekim hem de üretim verildiği için verimle ilgili yorum yapılabilir. Ekim az üretim fazla ise verim yüksektir. Ekim alanı geniş üretim az ise bu durumda verim düşüktür. Bu bilgilere bakıldığı zaman mısırın ekim alanı üretimine göre daha düşük. Tütünde bir değişiklik yok. Şeker pancarı %30 üretim %40.buğdayda ise %40 iken üretimde %20 bu nedenle mısır ve pancarda verim artmışken buğdayda verim azalması söz konusudur. Yalnız bu sorularda artış miktarı değilde daha çok artış oranı göz önüne alınmalıdır. Örneğin mısır %5 den %15 e değişirken üç katlık bir artış görülüyor. Şekerpancarı %30 dan %40 a iki kattan daha az artış gözlenmektedir. Bu nedenle verimi en yüksek olan ürün mısır verimi en düşük olan ürün ise buğdaydır.   

Coğrafya grafik ve tablo yorumları 1

Dikkat edilmesi gereken bir başka özellik grafiklerdeki yazı sembol ve işaretler iyi okunmalıdır. Örneğin buğday üretimini gösteren grafikte dikey eksendeki değerler 0-5-10-15 diye ifade edilmiş. Ancak bunu okuduğumuz zaman örneğin 1980 yılındaki buğday üretimine baktığımız zaman 5 e karşılık gelir ama yukarıda milyon ton denilmiştir bu nedenle doğrusu 5 milyon ton olarak okunmalıdır. Örneğin 1985 yılındaki üretim 10 milyon ton diye ifade edilmelidir.



GRAFİK BİLGİSİ VE TABLO YORUMU

Merhaba arkadaşlar bu dersimizde de grafik tablo yorumunu inceleyeceğiz. ÖSS de grafik ve tablo konularından çok sayıda soru gelmektedir. Bunun için öncelikle grafik ve tablo yorumları için gerekli temel bilgiler üzerinde duralım


Örneğin çizgi grafiklerin kesişmesi değerlerin aynı olduğunu gösterir. Gördüğümüz grafik sıcaklık değerlerini aylara göre ifade etmektedir.
 






 


Grafiğe bakıldığı zaman 3. Ay ile 10. Ayda çizgilerin çakıştığı gözlenmektedir. Bu tür durumlarda çizgiler grafikte neyi gösteriyorsa değerler aynı demektir. Bir başka özellik sıcaklık grafiklerinde sıcaklık değerlerini gösteren eğri dış bükey ise kuzey yarım küreye aittir. Sıcaklık değerlerini gösteren sıcaklık eğrisi iç bükey ise güney yarım küreye aittir.  Şöyle ki kuzey yarım kürede en sıcak aylar 6. 7. Ve 8. Aylardır. Bu grafiğe bakıldığı zamanda en sıcak ayın 7. Yani temmuz ayında olduğu gözleniyor. En düşük ayında 1. Ayda yani ocakta olduğu gözlenir. Dolayısıyla en sıcak ayları temmuz en soğuk ayı ise ocak olan bir yer kuzey yarım kürede diğer grafikte ise en sıcak ay 1. Ay yani ocak en soğuk ay ise temmuz dur. Dolayısıyla buda güney yarım kürede bir yere aittir. Dolayısıylada mevsimler yarım kürelere göre fark edecektir. Örneğin kuzeye ait grafiği değerlendirdiğimizde 1 ve 2. Aylar kış mevsimini ifade ederken 3, 4 ve 5. Aylar ilkbahar mevsimini ifade eder 6,7 ve 8 yaz mevsimini, 9, 10, 11 sonbahar, 12 ay ise yine kış mevsimini ifade eder. Bu grafik güney yarım kürede olsaydı mevsimler tam tersi olacaktı. Bir başka özellik çizgi ve sütun grafikte değerler yıllara ya da aylara göre artış ve azalışlar gösteriyorsa dalgalanma olmuştur.